-
1 örtülü
1) покры́тый (чем-л.)başı örtülü bir kadın — же́нщина в платке́
dağbaşı dumanla örtülü idi — верши́на горы́ была́ оку́тана тума́ном
ormanlarla örtülü arazi — леси́стая ме́стность
2) перен. скры́тый, та́йный; завуали́рованныйüstü örtülü kelimeler — намёки, полунамёки
-
2 örtülü
1) покры́тый (чем-л.)yanakları kara bir sakalla örtülü idi — щёки его́ обросли́ чёрной бородо́й
başı örtülü bir kadın — же́нщина в платке́
2) перен. скры́тый, та́йный, нея́сный, завуали́рованный
См. также в других словарях:
örtülü — sf. 1) Örtüsü olan Orta yaşlı, başı örtülü bir kadın yanımda duruyor. R. H. Karay 2) Örtülmüş, bir şey ile kaplanmış Yerler yemyeşil ve ıslak bir çimenle örtülü. A. Haşim 3) zf., mec. Açıklama yapmadan, belli belirsiz bir biçimde, müphem Birleşik … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapalı — sf. 1) Kapanmış olan, açılmamış, mestur, açık karşıtı 2) Geçilmez durumda olan 3) Çalışma süresi sona ermiş (iş yeri) 4) Başı örtülü (kadın) 5) Açık ve kesin söz kullanmadan söylenen, müphem 6) Gizli, saklı Meclisler, iç tüzük hükümlerine uygun… … Çağatay Osmanlı Sözlük